Vicdani Ret Derneği: Savaşa verecek ne bir dakikamız var, ne de bir canımız!

el
en
tr

ürkiye Cumhuriyeti Devleti ‘nin sürdürdüğü 30 yıllık bir savaşta yitirilen sayısız insanın ardından adına “çözüm süreci” dediği bir süreç başladı. Bu, Kürt hareketiyle diyalog geliştirmek için bir adımdı. 2009 yılında başlatılan bu sürecin, bu coğrafyaya “barış” getireceği beklendi. Ancak devlet, barışı hep silahla, tankla, Roboski’de olduğu gibi bombalarla sağlama refleksinden vazgeçmedi. Ateşkes olmasına, silahlı grupların bir kısmının sınır dışına çekilmesine rağmen, evlere cenazeler gelmeye, analar gözü yaşlı olmaya devam etti, ediyor.

Son haftalarda Kobanê’de giderek şiddetlenen durum da açıkça gösteriyor ki, devlet, bu bölgede kendi beslediği IŞİD eliyle katliamlar yapılmasına olanak sağlıyor. Zaten hükümetin örgütlediği savaş dili, hükümetin bir barış inşası sürecinden çok daha uzakta, savaş hazırlığı yapar bir noktada olduğunu da açıkça gösteriyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, şimdilerde Suruç sınırında giderek şiddetlenen çatışmaları önleme gerekçesine dayanarak, parlamentodan “tezkere” kararını çıkardı. Ancak, bu karardan sonra sınır bölgesine yapılanı askeri yığınak da barıştan çok kanlı bir savaş hazırlığından başka bir şey değil.. Hükümet, Ortadoğu’da yıllar boyu giderek şiddetlenmiş, ardından da Türkiye sınırına kadar gelmiş bu tabloya her ne kadar “şaşırıyor” görünse de, şu anda aslında tam da “çözüm”ü yeni savaşlarda bulduğunu gösterir bir şekilde, tezkereyle sınır ötesine asker göndermeyi planlıyor.

İşin özünde hükümet, bir yandan rant politikaları dahilinde üretilmiş bir şiddetin somut hali IŞİD’i kınarken, bir yandan da “bundan kurtulmak için savaşmak gerek” diyerek gittiği sınır bölgesinde, savaştan kaçmaya çalışan Kobanê’lilere kapılarını kapatıyor.

Mecliste onanan tezkerenin, çıkarılacak her sefer görev emrinin, bölgede sürmekte olan direnişe yönelik bir tehdidin, Kobanê’de yaşanacak olası bir katliamın habercisi olduğunu biliyoruz. Suruç sınırına yapılan askeri yığınaklar, Kürdistan’ın birçok bölgesinde devam etmekte olan fiili OHAL’ler, savaşı reddetmek için sokaklara çıkanlara yönelik asker-polis saldırılarının her biri, Kobanê’de yaşanacak bir katliamı, bölgede yaşanacak bir savaşı niçin reddetmemiz gerektiğini bizlere her defasında yeniden gösteriyor.

Biz, vicdani retçiler, antimilitaristler ve savaş karşıtları, bu tezkerenin de bir çözüm olmayacağını biliyoruz. Çünkü yakın dönemde çıkarılan benzer amaçlı tezkereler, kalıcı bir barışı sağlamadığı gibi, ortadaki sorunu daha da derinleştirdi ve çözümsüz hale getirdi. Bu sebeple, şu an Türkiye’de işlemeye başlayan savaş süreci de, bizleri aynı çözümü imkânsız noktaya sürüklüyor.

Şimdi bizler, savaş karşıtları, antimilitaristler ve vicdani retçiler, Kobanê’de yaşamları pahasına direnenlerin, savaştan kaçarak yaşama tutunmaya çalışan bir halkın sesine ses katmak için reddediyoruz.

Reddediyoruz; bir halkı katletmeye programlı olarak üretilmiş IŞİD’i; yeni katliamlara zemin hazırlanacak şekilde devlet eliyle yapılan mühimmat yardımlarını; savaştan kaçmak isteyenlere kapatılan kapıları; yaşamları için direnenlere yönelik gerçekleştirilen polis-asker saldırılarını; evlerini, köylerini, topraklarını terk edip göç etmek zorunda bırakılanlara uygulanan zulmü; kadınların esir pazarlarında köleleştirilmesini; çocukların yağan bombalarla katledilmesini; “barış getireceğiz” yalanlarıyla meclisten geçen tezkereyi; zemini hazırlanan tüm katliamları…

Şimdi, bir kez de buradan söylüyoruz: Çıkardığınız tezkereyle ne size verecek bir dakikamız var ne de bir canımız. Kendi ellerinizle beslediğiniz IŞİD’e karşı “savaşarak getireceğiniz bir barış”, bölgeye katliamdan başka bir şey getirmeyecektir.

Hem buradan, hem de Kobanê’den yükselen ses, savaşın değil barışın sesidir, sınırsız bir yaşamın habercisidir.

Kobanê yaşamdır, yaşam için reddediyoruz!

Vicdani Ret Derneği

www.vicdaniret.org

Programmes & Projects
Countries

Προσθήκη νέου σχολίου